SSE: (Streaming SIMD Extensions) Burada SIMD açilimi ise Single Instruction Multiple Data’ dir. Mutlaka Türkçelestirmek gerekirse "akici, tek komutla çoklu veri isleme uzantilari" diyebiliriz. Yani islemciye bir komut verirsiniz, bir çok veriyi bir amaca yönelik olarak isler. Grafik, resim, video, animasyon, 3 boyut islemleri, ses tanima ögelerine sahip SSE destekli uygulamalarda ciddi bir performans artisi saglar. Intel tarafindan gelistirilip Pentium III islemcilere uygulanan 70 adetlik yeni komut setidir. Yakinda Celeron ve Pentium II islemcilere de uygulanmasi beklenmektedir.
1.2.3 - BELLEK
Bilgisayarda çesitli programlarin çalistirildigi , geçici veya kalici bilgilerin bulunacagi hafiza alanlaridir. Veri Birimi BYTE'dir. Bir Byte 8 Bittir.
1 Bit 0 ya da 1'den (kapali devre=0, açik devre=1) olusur.
1 BYTE 1 karakter'dir.
1024 BYTE = 1 KiloByte'dir. (KiloByte = KB)
1024 KB = 1 MegaByte'dir. (MegaByte = MB)
1024 MB = 1 GigaByte (GigaByte = GB)
1024 GB = 1 TeraByte (TeraByte = TB)
Bilgisayar içinde RAM ve ROM bellek olmak üzere iki çesit bellek bulunur.
ROM BELLEK " Read Only Memory " Sadece okunabilir bellektir. Bu bellek üretici firma tarafindan hazirlanmistir. Bilgileri okunabilir fakat üzerinde bir degisiklik yapilamaz. Bu bilgiler makineyi kapatma veya elektrik kesintisinden etkilenmezler ve silinmezler. Kullanici tarafindan verilen komutlari isleme koyar. RAM bellege göre oldukça pahalidir.
RAM BELLEK "Random Access Memory":
Rastgele erisimli bellektir. Istenilen bölgesine bilgi depolanabilir, silinebilir, okunabilir, degistirilebilir. Yalniz elektrik kesintisi veya makineyi kapatma durumunda tüm bilgiler silinir. 1 MB, 4 MB, 8MB, 16 MB, 32 MB, 64 MB,...
Boyutuna Göre RAM Bellekler:
30 pinli SIMM Bellek: Eski bilgisayarlarda kullanilirdi. 486'lardan sonra üretimden kalkti. RAM bellegin ana karta baglandigi yerdeki pin sayisi oldukça ufakti ve küçük boyutlu bir bellekti.
72 pin SIMM Bellek: Pentium II'lerle birlikte üretimden kalkti. Ana karta baglandigi yerdeki dis sayisi 72 idi.
168 pin DIMM Bellek: Günümüz ana kartlarinda bu 168 disli bellekler kullaniliyor. EDO ve SDRAM bellek modellerinde bu boyut kullanildi.
Üzerindeki Yongalara Göre RAM Bellekler:
Standart RAM Bellek: Piyasadan kalkti, üretimi yok.
EDO RAM Bellek: DIMM boyutunda olanlari vardi. 50-60 nanosaniye (ns) hizindaydi. Bunlar da piyasadan kalkti, üretimi yok.
SDRAM Bellek: 10-12 ns hizinda olanlarla piyasaya girdi. Daha sonra 100 MHz veriyolunu kullanan islemcilerle birlikte PC/100 standardinda, 6-8 ns hizinda olanlari çikti. PC/133 bugün yaygin sekilde kullaniliyor.
RDRAM Bellek: Pentium IV ana kartlar bu türü desteklemektedir.
Özelliklerine Göre RAM Bellekler
Pariteli RAM Bellek: Bilgi 0 ve 1'ler halinde bellege ulastiginda fazladan bir yonga ikili sayi düzeninde hesap yapip toplam rakam yanlis gelirse veriyi geri gönderip tekrar hesap yapilmasini sagliyor.
Hata Düzeltmeli (ECC RAM) Bellek: Yanlis bilgiyi anladiginda hatanin hangi 0 ve 1 de oldugunu çözüp düzeltiyor.
SPD'li RAM Bellek: Özellikle 100 MHz veriyolunu kullanan sistemlerde bellekteki yongaya ugrayip hal hatir soruyor, yonganin hiz ve özelliklerini ögreniyor. Ana kart bunu destekliyorsa gerekli bilgileri kullanarak komsu RAM'ler ile arabuluculuk yapiyor.
Yakin gelecekte, ana kartlarda 133 MHz'lik veri yolu kullanilmaya baslandiginda ayrica RAMBUS DRAM (RDRAM) bellekler de kullanima geçecek. SDRAM'in üzerine kondugu plakaya DIMM deniyordu. Yeni plakalara RIMM denecek. Öncelikle 72 disli SIMM'den 168 disli DIMM'e geçerken oldugu gibi.
1.2.4 DIS BELLEK BIRIMLERI(Secondary Memory Devices)
Verilerin kalici olarak saklandigi yerdir. Dis bellek birimleri sabit diskler, disketler, CD'ler ve teyplerdir. Günümüzde birimi giga byte (GB)'dir. Bilgisayarlarda 2.1, 3.2 GB sabit diskler kullanilmaktadir.
1.3 BILGISAYAR ÇEVRE BIRIMLERI
Bu birimler bilgisayar kasasi disinda bulunup bilgisayara baglanan birimlerdir. Çevre birimleri genel olarak üç grupta siniflandirilir: Bunlar giris birimleri, çikis birimleri, iletisim birimleri.
1.3.1 GIRIS BIRIMLERI
1.3.1.1 Klavye (keyboard)
Üzerinde harfler, sayilar, isaretler ve bazi
islevleri bulunan tuslar vardir. Q klavye ve F klavye (Türkçe Daktilo Klavyesi) olmak üzere iki sekilde siniflandirilabilir.
1.3.1.2 Barkod Okuyucular
Magaza ve büyük marketlerde kullanilan ve barkod okuyucu olarak adlandirilan tarayicilar vardir. Magazalarda her ürünün kendine ait bir numarasi bulunmaktadir. Ingilizce kisaltisi UPC olan Uluslararasi Ürün Kodu (UÜK) 'nun bir parçasi olan bu numara, ürün üzerindeki etikette dikey çubuklarla gösterilir. Bu çubuklar, çubuk kodlar olarak algilanmakta olup, yalnizca çubuk kod okuyucusu tarafindan okunabilir. Bu tarayicilar, satilan ürünlerin üzerindeki seri numarasini okuyarak bu numaranin karsiligi olan ve bilgisayarin belleginde bulunan "fiyat-isim-model" gibi bilgilerin ekrana, oradan da fatura veya satis fisine yazdirilmasini saglar.
Barkodlarin bilgisayara takilmasi, birlikte gelen bir ara kablo yardimi ile
olur. Bu ara kablo, klavye ve barkodun ayni soket yardimi ile kullanilmasini saglar. Takilmasi çok kolaydir. Barkod destegi olan yazilimlarin çogunda, herhangi bir tanimlamaya ihtiyaç olmadan sisteme uyarlanir.
1.3.1.3 Grafik masasi
Özel bir kalem kullanarak ekranda yazi ve sekillerin gözükmesini saglayan küçük kare biçiminde masadir. Masa üzerindeki hareketlerin bilgisayara aktarilmasini saglar. Daha çok masa üstü yayincilikta, çizgi film ve karikatür hazirlanmasinda kullanilir.
1.3.1.4 Dokunma Ekranlari (Touch Screen)
Ekranda gözüken komut üzerine parmak ile dokundugunda o komutun çalismasini saglayan ekran tipidir.
1.3.1.5 Oyun Çubugu (Joystick)
Genellikle oyun oynamak için kullanilir. Üzerinde bulunan
tuslarla çalistirilarak bilgisayara komut verilmesi saglanir. bilgisayardaki bazi oyunlarin rahat ve gerçege daha yakin kontrol edilmesine yarayan bir aygittir. Oyun çubugu olarak da bilinir. Bir bilgisayara iki oyun çubugu baglanarak bir oyunu iki kisinin karsilikli oynamas i saglanabilir. Bilgisayara baglanmasi çok kolaydir. Bir oyun çubugu baglantisi için, I/0 karti üzerinde bulunan game port kullanilabilir. Ayrica birçok ses karti üzerinde de bir game port vardir. Iki oyun çubugu baglanmasi durumunda ise iki adet oyun çubugu baglantisina olanak taniyan 8 bitlik bir joystick arabirimi kullanilmalidir. Burada game port ile ilgili bir durumu belirtmek gerekmektedir. Ses karti ve I/O karti üzerinde ayni anda game port bulunmasi durumunda bir çakisma olabilir. Bu nedenle oyun çubugu saglikli çalismaz. Bu sorun, ses karti ya da I/O karti üzerindeki game port devre disi birakilarak çözülebilir. Bu islem için ses karti ve I/O karti kullanici kilavuzundan yararlanin.
Ses kartlari üzerindeki game port, ayni zamanda MIDI girisi olarak ta kullanilmaktadir.
1.3.1.6 Fare (mouse)
Ekranda gözüken imleç yardimiyla komut girisi yapmaya
yarar. Farenin çevre birimi olarak kullanilmasiyla, isaretleme, tiklama ve sürükleme yapilarak islemler yaptirilir.
Imleç: Farenin ekran üzerinde nerede oldugunu gösterir.
Tiklama: Farenin sol veya sag tusuna bir kez basilmasidir.
Çift Tiklama: Farenin sol tusuna kisa araliklarla iki kez arka arkaya basilmasidir. Bir simgeye yüklenen islevin yerine getirilmesini saglar. Sürükleme: Farenin sol tusunu basili tutarak imlecin yerinin degistirilmesidir.
1.3.1.7 Tarayici (Scanner)
Son yillarda bilgisayarli yayincilik ve tasarim islerinin yayginlasmasiyla birlikte sikça kullanilan
tarayicilar, kagit üzerindeki grafik ve resimleri (renkli ya da siyah-beyaz)
bilgisayara aktaran aygitlardir.
Klavyeler yardimiyla harf ve karakterler bilgisayara aktarilabilir ama resimlerin aktarilmasi ancak tarayicilarla olanaklidir. Tarayicilarin çalisma ilkeleri basit olmakla birlikte, lazer yazicinin tersi bir islem yaptigi söylenebilir.
Taranacak kagit, üst tarafindan alta dogru satir satir, isiga duyarli elemanlar tarafindan taranarak sayisallastirilir. Tarama sirasinda taranan nesne bir isik kaynagi tarafindan aydinlatilir. Bu sekilde taramanin daha iyi yapilmasi saglanir. Taranmasi istenen görüntü üzerinden isik geçtikten sonra bir mercek araciligiyla fotoelektrik hücrelerden olusan bir görüntü algilayici (image sensor) üzerine düsürülür. Bu sekilde isik degeri ölçülerek bu degere göre bir voltaj degeri olusur.
Degisik voltajda elektrik sinyali üreten bu algilayici, daha isikli ve daha açik tonlardaki sekilleri (desenleri) yüksek voltajla, koyu sekilleri ise düsük voltajla gösterir. Buradaki analog sinyaller, bir analogsayisal dönüstürücü devresi ile sayisallastirilarak bilgisayara iletilir.
Sinyaller görüntü dosyasi olarak bilgisayar ortaminda olusur ve resim dosyasi formatinda kaydedilir. Bu resim dosyasi üzerinde her türlü degisiklik yapilabilir.
Tarayicilar çözünürlüklerine, algilayabildikleri renk sayisina ve tarayabildikleri kagit boyutuna göre çesitli model ve tipte üretilmislerdir.
Büyük boyutlarda olmayan çalismalar için genelde el tarayicilar kullanilir. Sayfa üzerinde gezdirilerek kullanilirlar. A4 boyutundaki büyük tarayicilara göre bazi üstünlükleri vardir. A4 tarayicilar bir fotokopi makinesi gibi kullanilir. Örnegin, bir fotokopi makinesine veya A4 tarayiciya sigmayan kalin bir kitabin sayfalari el tarayicisi ile kolayca taranabilir. Bu ise, el tarayicilarinin, fiyatlari yaninda önemli bir üstünlüktür.
OCR ( Optical Character Recognition )
Tarayicilar yardimiyla resimlerle birlikte yazilar da bilgisayara aktarilabilmektedir. Ancak bilgisayar aktarilan yaziyi resim olarak görmektedir. Bu nedenle, bir fotograftan farkli olmayan grafik dosyasi içindeki yazilar OCR (Optical Character Recognition/Optik Karakter Tanima) adi verilen programlar araciligiyla çözülüp metin (text) dosyalarina dönüstürülür.
Böylece OCR programiyla ASCII metinlere dönüstürülen yazilar üzerinde her türlü degisiklikler yapilabilir. Hem de bu sekilde saklanan dosyalar, resim dosyalarindan daha az yer kaplamaktadirlar. Ancak, bunlara ragmen OCR programlarinin hatasiz çalismalari henüz olanakli degildir.
Tarayicilarin bilgisayara takilmasi, yanlarinda gelen 8 bitlik bir ara birim karti yardimi ile gerçeklesirdi. Günümüzde tarayicilar, her bilgisayarda olan USB portuna direkt baglanabilmekte, ayri bir karta ihtiyaç duyulmamaktadir. Daha sonra tarayicinin yazilimini sisteme yüklenir.
1.3.1.8 CD-ROM Sürücü (Compact Disk-Read Only Memory ) ve CD-ROM’lar
CD-ROM Sürücüler:
Son yillarda yaygin olarak kullanilmaya depolama birimidir.
Bir CD'de yaklasik 24 ciltlik bir tüm bilgiler saklanabilir. Bir program yüklerken takilip çikarilmasi yerine CD-ROM'lar tercih ROM'lar özellikle çok büyük yer kaplayan çoklu (multimedia) bilgilerini (ses, video, resim, içeren yazilimlar için zorunludur.
CD-ROM üzerindeki bilgiler silinip degistirilememektedir. Ancak günümüzde defalarca (yaklasik 3000 kez) yazilip silinebilen CD-RW’ lerde mevcuttur.
Yazilabilir CD-ROM'lara CD-ROM yazicilarla kopyalama yapilmaktadir.
CD-ROM sürücülerde müzik CD'leri de din lenebilir.
Bir CD sürücü alirken veri transfer hizi büyük olanlar tercih edilmelidir. Günümüzde yaygin olarak 50 Hizli CD-ROM sürücüler satilmaktadir.
Standart bir CD-ROM'a 650 MB veri depolanabilir. Son yillarda yapilan çalismalarla 700 MB veri depolanan CD-ROM’larda yayginlasmistir.
Kapasite olarak 1 MB, resimsiz kalin bir roman kadardir. Kapasitesi düsünülerek kiyaslanirsa, bir CD-ROM'a 20 cilt kalinligindaki bir ansiklopedi depolanmaktadir. Bu ansiklopediler ses, resim, video görüntü, animasyon ve grafik (çoklu ortam) özellikleri de içermektedir.
Disketlere ve sabit diske veriler manyetik olarak kaydedilir. Verilerinizin bozulmamasi için disketlerinizi manyetik ortamdan uzak tutunuz.
CD-ROM'lardaki veriler optik olarak kaydedilirler. Kolay bozulmazlar.
CD-ROM'lardaki verilerin korumak için çizilmemesine dikkat etmek gerekir.
CD-ROM sürücü varsa hard diskten sonraki en son sürücünün adini alir. Örnegin: Hard Disk C ve D ise, CD-ROM sürücü E ile belirtilir.
Bunlarin yaninda Laser Disk Sürücüsü, video, kamera, mikrofon, televizyon ve radyo'da giris birimi olarak kullanilmaktadir.
CD-ROM (Compact Disk-Read Only Memory/Kompakt Disk-Salt Okunur Bellek):
CD ROM'lar, bazi özel durumlar disinda verilerin sadece okunabildigi ortamlardir. Bu özel durumlar, okunur/yazilir CD'ler ve kayit cihazlaridir.
CD ROM'lar özellikle çoklu ortam uygulamalarinin en gözde elemanidir. Bir CD ROM içerisine büyük bir ansiklopediyi ya da yüzlerce oyunu sigdirmak olanaklidir. CD ROM'lar görünüs bakimindan plaklari andirmaktadir. Kapasiteleri ise, disketlerin çok üstünde olup 650 – 700 MB'a kadar varmaktadir.
Bilgisayarlarda kullanilan CD ROM'lar müzik setlerinde bulunan CD'ler ile çok benzer olmalarina ragmen, aralarinda bazi farklar vardir. Bu farklar;
-
CD ROM üzerinde hata bulma ve düzeltme özelligi vardir. CD'lerde bu özellik yoktur.
-
CD ROM'larin üzerine çesitli veriler yani resim, film, metin ve ses gibi bilgiler sayisal olarak
kaydedilir.. CD'lere sadece müzik de kaydedilebilir.
Bir çok CD ROM sürücüye CD takilarak müzik dinlenebilir.
CD-ROM'un Okunmasi:
CD ROM'lardaki bilgilere, bilgisayar üzerindeki CD ROM sürücüleri araciligiyla erisilir.CD ROM üzerinde veriler, yani 0 ve 1 dizileri, bir grup girinti ve çikinti ile gösterilir. Bu girinti ve çikintilar, çiplak gözle görülemeyecek kadar küçüktür
Sabit bir hizla dönen CD ROM üzerinde okuma islemi su sekilde gerçeklesir:
-
Lazer okuyucu kafa bir isin demeti yollar.
-
Bu isin, kafa üzerindeki bir dizi mercek yardimi ile CD üzerinde belli bir alana odaklanir.
-
Lazer isini, CD'nin plastik kaplamasindan geçerek alüminyum tabaka üzerindeki girinti ve çikintilardan yansitilir. Isin, girintiler tarafindan kötü, çikintilar tarafindan iyi yansitilir.
-
Yansiyan isin elektriksel sinyallere çevrilir.
-
Yorumlanan elektriksel sinyaller, verilere dönüstürülerek bilgisayara yollanir.
1.3.2 ÇIKIS BIRIMLERI
1.3.2.1 Disket sürücü (disket driver) ve Disketle
r
Disketler:
Disketler, bilgisayarda bilgi kaydetmek ve tasimak için kullanilir. Bir zamanlarin tek sabit kayit ortamlari oldugu düsünülürse, bilgisayarda çok önemli bir yer tuttuklari söylenebilir. Disketler sabit disklere göre çok yavastirlar.
Bilgisayarlarda en yaygin kullanilan disketler, 3.5" 1.44 MB'lik olanlardir.
Disket Türleri
Disketler kapasite, yüzey sayisi ve yogunluklarina göre çesitli türlerdedir. Bu türler söyle siralanabilir:
720 KB'lik : çift yüzeyli (double sided), çift yogunluklu (double density) DS/DD
-
1.44 MB'lik: çift yüzeyli (double sided), yüksek yogunluklu (high density) DS/HD
-
2.8 MB'lik: çift yüzeyli (double sided), gelistirilmis yogunluklu (extended density) DS/ED
Disket Sürücüler
Disketler üzerindeki islemler (okuma/yazma), disket sürücüler tarafindan gerçeklestirilir. Disket sürücü içinde, bir kafa mekanizmasina bagli iki adet okuma/yazma kafasi vardir. Bu okuma/yazma kafalari bir motor yardimiyla hareket ettirilir. Sürücüye takilan disketin iki yüzünü, iki kafanin ayni anda taramasiyla okuma/yazma islemi yapilir.
Disketin manyetik kaplama yüzeyine kayit yapmak için MFM (Modified Frequency Modulation/Degistirilmis Frekans Modülasyonu) yöntemi kullanilir. Bu yöntemle veri hücrelerindeki manyetik yapi degistirilir. Veri, hücrelerde bir degisiklik olup/olmamasi ile tanimlanir. Bu manyetik yapi degisiklikleri okuma/yazma kafasi tarafindan elektrik sinyallerine çevrilir. Disket sürücü üzerinde bulunan kontrol devresi, bu sinyalleri disket sürücü arabirimine yollar.
Her bilgisayarda bir disket sürücü bulunmasi gerekir. Farkli kapasite ve sekilde sürücüler vardir. Bunlar;
360 KB, 5,25" DISKET SÜRÜCÜ
-
1.2 MB,5,25" DISKET SÜRÜCÜ
720 KB, 3,5" DISKET SÜRÜCÜ
-
1.44 MB,3,5" DISKET SÜRÜCÜ
-
2.8 MB,3,5" DISKET SÜRÜCÜ 'lerdir.
Günümüz bilgisayarlarinda en yaygin kullanilan sürücü 3,5",1.44MB'lik disket sürücüdür. Bu disket sürücü 720KB ile 1.44MB'lik disketleri okuyup-yazabilmektedir.
1.3.2.2 Ekranlar (Monitörler) ve Ekran Kartlari
Ekranlar (Monitörler):
Monitör, çogu zaman ekran olarak da bilinen, görüntüleri olusturan, içeren ve sunan bir araçtir. Bilgisayarlarin çogunda katot isinli (CRT-Cathod Ray Tube) monitör kullanilir. Katot is inli monitörlerin görüntü olusturma mantigi TV ile aynidir. LCD Liquid Cyrstal Display ve gaz plazma monitörler ise, daha hafif ve az yer kapladiklari için çogunlukla tasinabilir sistemlerde kullanilirlar. Monitör, grafik kartlari ile birlikte bilgisayarin temel görüntü sisteminin bir parçasidir. Hem giris hem de çikis birimi olarak kullanilir. Giris ve çikis birimlerinden gelen verilerin sonuçlarinin ekranda gözükmesini saglar. Bilgisayarla kisi arasinda iletisim saglar.
CRT (Cathode Ray Tube) Ekran (Monitör) ve Ekran Kartlari:
CRT monitörlerin çalisma prensibi hemen hemen tüm monitörlerde (monochrom, renkli) aynidir. CRT, elektron parçaciklarinin hareketini kolaylastirmak için
havasi alinmis bir tüpten ibarettir. Katod (elektron tabancasi) tarafindan seri halde yollanan elektron parçaciklari, tüpün degisik kesimlerine dogru hizla çarpar. Renkli monitörlerin çalisma ilkeleri de temelde aynidir. Ama renkli monitörlerde 3 adet katod bulunur. Yesil, mavi ve kirmizi ile bütün renkler elde edilebildiginden, renkli monitördeki her bir elektron tabancasi, ekranin gerisindeki tabakada bulunan bir fosfor noktacigina ates eder. Fosfor (yun. phosphoros - yoruglik tashuvchi, phos - yoruglik va phoro - tashiyman, lot. Phosphorus), P - Mendeleyev davriy sistemasining V guruhiga mansub kimyoviy element. Tartib raqami 15, atom massasi 30,97376. Elektron fosfora karptiginda onu parlatir, ama bu parlaklik çok uzun sürmez. Onun içindir ki, görüntü degismese bile ayni islemin tekrar tekrar yapilmasi gerekir. Katodlar ekrani sürekli olarak tazeler. Tarama ve tazeleme islemi, ekranda satir satir yapilir.
Bir text ekranin genisligi 80 karakter, boyu 25 satirdir.
Grafik ekranda noktalar (pikseller) bulunur. Bir ekranda ne kadar çok piksel varsa ekranin çözünürlügü artar. Örnegin çözünürlük 640 x 480 , 800 x 600 , 1024 x 768 piksel olabilir. Ekranin kaliteli olmasinin çok büyük önemi vardir.
Ekranlardan titresimsiz ve az radyasyonlu olanlari tercih edilmelidir. Ekranlarin boyutu, 14 , 15 , 17 , 20 ve 21 inç 'dir.
Ekranlardaki görüntü netligi noktalar arasindaki uzaklikla ilgilidir. Iki nokta arasindaki uzaklik ne kadar azsa o kadar iyi görüntü elde edilir. Ekrandaki noktalar arasi uzakligi 0.28 mm ve daha az olanlar tercih edilmelidir.
LCD (Liquid Crystal Display) Monitörler:
Bu monitörler daha çok tasinabilir bilgisayarlarda kullanilir. LCD monitör, plastik bir tabaka içindeki sivi kristalin isigi yansitmasi ilkesine dayali olarak çalisir. LCD monitörler isigi yansitarak görüntü olusturduklari için, isiksiz bir ortamda bir sey görünmez. Fazla isikli
ortamda ise ekranda isik yansimasi olacagindan görüntü yine saglikli olarak algilanamayacaktir.
Hareketli görüntüler çok bulaniktir. Sivi kristal akisinin yavasligi görüntü izinin hemen silinmemesine neden olur; Bu dezavantajlarin yani sira, harcadigi gücün düsük olmasi, çok küçük hacimleri ile tasinabilir bilgisayarlar için vazgeçilmezdir. LCD monitörlerin tasidigi olumsuzluklar son yillarda üreticileri yeni arayislara itmistir. Bazi LCD modellerinde, "arkadan aydinlatma" yöntemi kullanilarak monitörün bulundugu ortamdaki isik dengelenir. Böylece ekrandaki istenmeyen yansimalar bir ölçüde önlenir.
LCD Monitör Çesitleri:
Su ana kadar çesitli LCD monitör teknolojileri kullanilmistir. Bunlar, pasif matriks, dual scan ve aktif matriks'tir.
Pasif Matriks Monitör: LCD monitörler genel ilkelere göre çalisirlar. Farklilasma piksellerin aydinlatilmasinda ortaya çikar. Pasif matriks monitörlerde, her bir piksel, ekran tazelenmeden önce söner. Bu ekranlarda tek bir defada bir satirdaki pikseller aktif hale getirilir. Bir piksel tekrar aktif hale getirilinceye kadar parlakligini kaybeder. Ekran tazeleme hizi çok yavaslayarak görüntü kalitesinin düsmesine neden olur.
Dual Scan Monitör: Bu monitörler genel olarak pasif matriks monitör gibi çalisirlar. Temel farklilik, ekranin ikiye bölünmüs olmasidir. Ekranin herbir bölümü ayri ayri taranarak, ekran yenileme hizinin iki katina çikmasi saglanir. Bu farklilik görüntü kalitesinde bir iyilesme saglamaktadir.
Aktif Matriks Monitör: Pasif matriks monitörlerin tersine aktif matrikslerde, her bir pikseli kontrol eden ayri ayri transistörler vardir. Bu transistörler, piksellerin henüz parlakligini yitirmeden yenilenmesini saglarlar. Her pikselin kendine ait bir regülatörü (dengeleyicisi) vardir. Bu dengeleyici yardimiyla her bir piksele ait voltaj digerini etkilemedigi için çok daha iyi görüntüler elde edilebilmektedir.
Ekran Kartlari:
Ekran kartlari, önceleri görüntüleri metin tabanli monitörlere aktarmaya yarayan basit kartlardi. Örnegin, yazi yazdikça bunlari ifade eden 0 ve 1'lerden olusan sinyalleri monitöre görüntü halinde gönderen, islemcinin isledigi verileri dogrudan ekrana karakterler halinde yansitan kartlardan ibaretti. Daha sonra uygulamalar gelistikçe kartlar da gelisti, ekranda grafik çizdirme özellikleri artti. Bir gün video görüntülerinin tam ekran oynatilmasini saglayan, bol sikistirmali oldugu için az yer kaplayan MPEG-1 standardi çikti. Bu standart, sikistirilmis görüntünün çözülerek kare atlamasiz ve tam ekran oynatilabilmesi için özel MPEG-1 kartlar gerektiriyordu. Ancak kisa sürede güçlü ekran kartlari da MPEG-1 oynatmaya basladi. O zamanlar üç boyutlu modelleme ve tasarim çalismalari yapan (örnegin bu uygulamalarda olusturduklari nesneleri bilgisayarda bir doku ile kaplatmak için güçlü ekran kartlarina ihtiyaç duyan) profesyoneller disinda herkes, bir ekran kartinda MPEG-1 oynatma özelligi bulunup bulunmadigindan baska bir seye bakmiyordu. Tabii bir de bir ekran kartinin daha fazla rengi daha yüksek çözünürlükte gösterebilmesi bellek kapasitesine bagli oldugundan, ekran karti üzerinde yeterli bellek bulunmasina özen gösterilirdi. Günümüzde ekran kartlarinda bunlarin yani sira aranacak baska ölçütler de var. Ancak sunu bastan belirtmek gerekir: Bugün ekran kartlarindaki gelismeler islemcilerdeki gelismeleri geçti. Teknolojisi en hizli gelisen donanim diyebiliriz. Artik 5-6 ayda bir yeni bir ekran karti teknolojisi çikiyor.
Günümüzdeki ekran kartlari PCI ve AGP veriyolunu kullaniyorlar. Veriyollan konusuna "Ana kart" bölümümüzde deginmistik. Ekran kartlarinin kendi islemcileri ve bellekleri olur. Bugün son kullaniciya yönelik olarak yeni çikan ekran kartlarindaki islemcilerin, tek basina, Pentium'lardan hemen önce kullandigimiz 486 islemciler kadar güçlü oldugu söyleniyor.
|