Bahar-
Cilt: Sayı: 9 (
1-15) www.esosder.org Spring-2014 Volume:13 Issue:49
6
Sesbirimsel öğe diktesi,
öğretmenin bir dilin belirli (seçilmiş) seslerini öğrencilerin yazması
için sunduğu bir tekniktir. Sesbirimsel öğe diktesi öğrencilerin hedef dilin seslerini tanıma ve
karşılaştırma becerilerini artırır böylece doğru çıktı (üretim) üretmelerini sağlar. Bu teknik, başlangıç
düzeyindeki öğrencilerin anadillerindeki ses dizgesini hede
f dil ses dizgesine bindirmesini
(girişimini)
engeller.
Sesbirimsel metin diktesi,
sesbirimsel öğe diktesinin bir uzantısıdır. Öğrencilerin, öğretmenin
sesli olarak aktardığı metni okunduğu gibi yazıya geçirdikleri bir tekniktir. Sesbirimsel öğe diktesi
ko
nuşma dilinde seslerin nasıl değiştiğini anlamak için etkili bir yoldur.
Türkçedeki semboller (harfler) konuşma dilinde değişmemektedir. Ancak, sesbirimsel metin
diktesi öğrencilerin daha önce öğrendikleri hedef dilinin seslerini tanıma ve hedef dildeki s
es
olaylarını yazılı anlatımlarına yansıtabilmelerinde bir başka deyişle bilgi düzeyindeki yazma
davranışlarını uygulama düzeyine aktarabilmede etkili bir yöntem olarak kullanılabilir.
Yazımsal öğe diktesi,
ayrı ayrı belirli sözcüklerin geleneksel heceleme testinde olduğu gibi
söylenip yazdırıldığı bir tekniktir. Dilin heceleme ve ses dizgesi arasındaki ilişkiyi desteklemek
açısından yararlıdır. Türkçe –ecek ekinde olduğu gibi.
Yazım
sal
metin diktesi,
birleştirilmiş parçaların öğrenciler tarafından çevriyazılara
dönüştürüldüğü bir tekniktir.
Yabancılara Türkçe öğretimi alanında yapılan yanlış çözümlemesi çalışmalarının sonuçları
öğrencilerin yazılı metinlerinde yazım ve noktalama
yanlışlarını sıklıkla
yaptıklarını
göstermektedir
(
Bölükbaş, 2011; Büyükikiz ve Hasırcı, 2013; Yağmur Şahin, 2013
).
Bölükbaş’ın (2011), yabancı dil olarak Türkçe öğrenen Arap öğrencilerin Türkçe yazılı
anlatım becerilerinin yanlış çözümlemesi yaklaşımına göre değerlendirildiği
çalışmasının
sonuçlarında
yapılan yanlışların %54,50’sinin yazım ve noktalama yanlışları olduğu, yapılan yazım yanlışlarının
%62,2’sinin de olumsuz aktarımdan kaynaklandığı belirtilmektedir. Çalışmanın önerilerinde ise,
derslerde özellikle ünlü harfleri pekiştirici
etkinliklere yer verilmesi, öğrencilere dikte çalışmaları
yaptırılarak her öğrencinin her şeyden önce Türkçe abeceyi tam olarak öğrenip öğrenmediklerinin
denetlenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bunun yanında, öğrencilerin yazım
-noktalama sorunl
arının
temel düzeydeyken çözülmesi gerektiği, çözülmemesi durumunda orta ve ileri düzeyde bu yanlışların
kalıcı olabileceği belirtilmektedir.
Büyükikiz ve Hasırcı’nın (2013), B2 (Orta) düzeyinde Türkçe öğrenen yabancı öğrencilerin
yazılı anlatım becerilerini değerlendirdikleri çalışmalarının
sonuçlarında toplam 1282 yanlış
belirlendiği görülmektedir. Belirlenen yanlışların büyük bölümü %44,46’lık bir oranla yazım
-
noktalama yanlışlarıdır. Bu durum, çalışmanın sonuçlar bölümünde yabancılara Türkçe öğreten
uzm
anların gerek dersteki sınıf içi uygulamalarında gerek bu alanda yazılan ders araçlarında yazım ve
noktalama konusuna yeterli zamanı ayırmamalarının ve gereken önemi vermemelerinin doğal bir
Bahar-
Cilt: Sayı: 9 (
1-15) www.esosder.org Spring-2014 Volume:13 Issue:49
7
sonucu olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca çalışmanın öneriler bölümünde de Türkçe öğrenen
yabancı öğrencilerin yazım ve noktala yanlışlarının aza indirilmesi için temel düzeyden başlanarak
yazma çalışmalarına ve öğrencilere yanlışlarına ilişkin geri bildirimlere gereken önemin
verilmesi
gerektiği vurgulanmaktadır.
Yağmur Şahin’in (2013), yaptığı çalışmadan elde edilen sonuçlara göre yabancı
dil olarak
Türkçe öğrenen B2 düzeyindeki öğrencilerin yazılı anlatımlarındaki ek kullanımına dönük olarak en
fazla çekim eklerinde yanlış yaptıkları görülmektedir. Çekim ekleri içinde yapılan yanlışlar çoktan aza
doğru sıralandığında ise en çok kip ve şahıs eklerinde, daha sonra hal ekleri, tamlama ekleri, çokluk
ekinde ya
nlış yapıldığı; öte yandan
soru ekinin, ekleşmiş edatın ve eşitlik ekinin ise diğerlerine oranla
daha az yanlış yapılan konulardan olduğu belirtilme
ktedir.
İlgili çalışmanın sonuçlarında yapım ekleri
açısından öğrencilerin en çok isimden isim yapım ekleri ve sonrasında da fiilden fiil yapım eklerinin
yazımında yanlış yaptığı belirtilmektedir.